Şeker hastalığı ile periferik arter hastalığı (PAD) veya toplumumuzda bilinen adıyla bacak damar tıkanıklığı arasında güçlü bir ilişki vardır. Diyabetik hastalarda erken PAD tanısı, iyileşmeyen ülserler veya kangren gibi hastalığın geç dönem komplikasyonlarını önlemek ve majör olumsuz uzuv olaylarını, majör olumsuz kardiyovasküler olayları azaltmak için özellikle önemlidir.
Ancak, diyabetik hastalarda PAD tanısı genellikle diyabet hastalığının kendine has bazı özellikleri nedeniyle zorlaşır. Diyabetik hastalarda karakteristik PAD semptomları sıklıkla yoktur. Diyabetik hastalar genellikle fiziksel aktivite eksikliği nedeniyle topallama bildirmezler ve eşlik eden nöropati (sinir hasarı) nedeniyle ağrıdan bahsetmezler. Bu durumda şeker hastalarında PAD tanısı hastalığın ileri evrelerinde, genellikle hastalarda diyabetik ayak geliştikten sonra konulmaktadır.
Diyabetik hastalarda PAD ‘nin erken tespiti, daha kötü sonuçları önlemek için çok önemlidir. Ancak, diyabette PAD’nin semptomları ve belirtileri maskeleyebilen ve tanı testlerinin güvenilirliğini azaltabilen kendine özgü özellikleri nedeniyle tanı zorlaşır. Bu nedenle, diyabetik hastalarda PAD her zaman şüphelenilmeli ve araştırılmalıdır.
Şeker hastalığında bacak damar tıkanıklığına nasıl tanı konulur ?
PAD tanısı için hastanın klinik öyküsü alınır ve ayak muayenesinde ayak nabızlarına bakılır. Ancak muayene tek başına PAD’yi teşhis etmek veya dışlamak için yeterli değildir. Bu nedenle, teşhis için testler kullanılır.
Ayak bileği-brakiyal indeks (ABI), fizik muayenede en sık kullanılan test yöntemdir. Ayak bileği-brakiyal indeks: ayak bileğinden ölçülen atardamar damar basıncının, koldan ölçülen atardamar damar basıncına oranıdır. ABI’ nin normal değerleri 0.9 ile 1.4 aralığındadır. ABI ‘si 0,9’ un altında olan hastalara damar daralması tanısı konur. ABI, hastalığın lokalizasyonunu göstermese de basit, ucuz ve hızlı bir testtir. ABI ne kadar düşükse, aterosklerotik hastalığın hasta üzerindeki etkisi o kadar güçlüdür. Ancak, diyabetik hastalarda ABI ölçümü sıklıkla güvenilmezdir. Çünkü bu hastalarda hastalık sıklıkla diz altındadır ve atardamarlarda yaygın kireçlenme ölçümleri bozmaktadır.
PAD tanısında, atardamar darlık ve tıkanıklığını tespit etmek ve anatomik lokalizasyonunu ve ciddiyetini elde etmek için radyolojik tıbbi görüntüleme yöntemlerine başvurulur.
Doppler ultrasonografi; damar tıkanıklık tespitinde ilk kullanılan tıbbi görüntüleme yöntemidir. Çünkü görece kolay yapılabilen ve düşük maliyetli bir tekniktir. Fakat bu yöntemde yaygın damar kireçlenmesi olan olgularda atardamarların görüntülemesi bazen zor olmaktadır.
Katater anjiyo (DSA), bacak damar tıkanıklık teşhisinde görüntüleme yöntemlerinde altın standarttır, ancak iğne ve katater yardımı ile damara girilmesi gerektiği için invaziv bir tekniktir. Bu nedenle eş zamanlı tedavi (balon & stent) uygulanacak vakalarda tercih edilir. Genellikle katater anjiyo öncesi bacak damarlarının haritalanması ve darlık / tıkanıklık alanlarının ön tespiti için bilgisayarlı tomografi anjiyo veya MR anjiyo yapılır.
Diyabetik hastalarda, hastalığın sıklıkla diz altı lokalizasyonu ve bacak damarlarındaki yaygın kireçlenme PAD tanısı için Doppler ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi anjiyonun faydasını azaltır ve bu hastalarda DSA tercih edilebilir. DSA çoğunlukla, büyük damarlarda önemli bir patoloji olmadığında distal damarların incelenmesi ve tedavisi için kullanılır, çünkü aynı anda hem tanısal hem de tedavi edicidir.
Bacak damar tıkanıklığı tedavisinde neler yapılır ?
Bacak damar tıkanık tanısı konulduktan sonra ilk olarak hastaya bir takım yaşam değişikliklerine gitmesi istenir (sigara kullanımının kesilmesi, düzenli egzersiz vb..). Hastalığın tipine (şeker, tansiyon vb..) bağlı olarak birtakım ilaçlar kullandırılabilir. Fakat ileri olgularda yukarıdaki uygulamalar genelde yarar sağlamaz. Ve tutulan atardamarın durumuna göre anjiyoda balon ve/veya stent yardımı ile tıkalı damar açılabilir veya daha ileri olgularda cerrahi planlanabilir.
Anjiyografi nedir ve nasıl yapılır ?
Anjiyografi, özellikle atardamarlar olmak üzere kan damarlarınızı görüntülemek ve atardamar patolojilerini teşhis etmek için kullanılan bir tıbbi görüntüleme tekniğidir.
İşlem için genelde kasık bölgesi kullanılır ve önce cilt altına ağrı oluşmasını engellemek için lokal anestezi uygulanır. Daha sonra, girişimsel radyolog kasık bölgesinden atardamar içine ince kateter ve kılavuz teller yardımı ile girer. Ve damar içine yerleştirilen özel kataterlerden boyalı ilaçlar (kontrast madde) verilerek atar damarınızın anatomisini ve var ise hastalığı görüntülenir.
Bacak damar tıkanıklığında anjiyo tedavisi
Anjiyo ile bacak damar tıkanıklığının açılması damar tıkanıklığı tedavisinde kullanılan en önemli ameliyatsız tedavidir.
Anjiyografi ile tedavide ameliyat benzeri büyük bir cilt kesisi yapılmaz. Sadece ince iğne ve ince kataterler yardımı ile genellikle kasıktan damara girilir. Güvenilir ve riskleri düşük bir yöntemdir. Hastalar işlem sonrası genelde aynı gün hastaneden taburcu edilir
Anjioda damar açmak için genelde: balon (ilaçsız / ilaçlı), stent ve damar tıraşlama gibi yöntemler kullanılır. Hangi yöntemin kullanılacağı hastalığın derecesi ve yaygınlığına göre girişimsel radyoloğunuz tarafından belirlenecektir.